"Kahvaltı" etiketiyle yazılan yazılar.

yazan Özlem Pehlivan

“Arkadaşlar, aranızda krep sevmeyen var mı?” Yoktur yoktur, biliyorum ben 😀

“Ayarını tutturamıyorum, yumurta kokuyor yiyemiyorum” gibi yakınmaları olanlar ve yeni başlayanlar için basit ama etkili bir lezzet; krep. Hadi bakalım, yiyelim, yedirelim. 🙂

Tamamını Oku

18 Mart 2015
3.491 görüntüleme

yazan Özlem Pehlivan

Haaah tam da saati; yanında taze demlenmiş çay, peynir, zeytin, domates, salatalık ve biberle bu saatlerde en nefis gidendir. Evdeyseniz hemen, şu an yapıp 5 çayı faaliyetine yetiştirme şansına sahipsiniz, yok ofisteyseniz benim gibi yutkunmakla idare edeceksiniz 🙁

Hoş, saati de yoktur hani; şimdilik hayaliyle yetineni, iş çıkışı gerçeğine kavuşabilir, niyet önemli. 😉

 

Malzemeler:

Ekmek hamuru

sıvıyağ

çörekotu (isteğe bağlı)

 

Hazırlanışı:

Öncelikle en yakın fırına gidilir, evdeki kişi sayısı ve onların yeme kapasitesi hesaplanır, çıkan rakama göre ekmek hamuru alınır. Bir koşu eve gidilir, ekmek hamuru genişçe bir kaba koyulur, üzeri bez ya da kağıt havluyla kapatılır, azıcık daha mayalanmaya bırakılır.

Bu arada çay demlenir, domatesler, salatalıklar, peynirler şekil şekil kesilir, efenim zeytinler ister sade, ister soslanarak bir tabakta istiflenir. Masa kurulur, hiç eksik kalmayacak şekilde son bir kez gözden geçirilir ki; pişiler kızarır kızarmaz sofraya oturulsun, bitene dek de kalkılmasın, keyifler bozulmasın.

Geniş bir tavaya bolca sıvıyağ dökülür, ocağın altı açılır.

Hamuru elimize alacağımız her seferde elleri yağlamakta kullanmak üzere, minik bir tabağa sıvıyağ dökülür.

Hamurun şekillendirileceği alan (tezgah, tepsi, tabak v.s.) hafif yağlanır. Tüm bunları yapana kadar pofur pofur hale gelmiş olan ekmek hamurundan (küçük tabaktan eller yağlanarak) istenen büyüklükte parçalar kopartılır, yağlı zeminde parmak uçlarıyla şekillendirilir. Ucundan kaldırılır, iyice ısınmış yağa yavaşça bırakılır ve 2 çatal yardımıyla hızlı hızlı (yuvarlaklar çizecek halde) kendi etrafında 3-4 tur döndürülür. Pofidik pofidik olmasının püf noktası işte tam olarak bu kısımdır, kıyağımı unutmayın 😉

pisifoto2

 

Alt kısmı kızardığında ters çevrilir, diğer kısmı da aynı şekilde kızartılır. İlla ki sıcak servis makbuldür.

 

pisifoto3

Ve o koskocaman tepside tepeleme yığılmış pişileri ilk gördüğünde “aaa kim yiyecek bu kadar pişiyi?” göz açıp kapayana dek tüketilmesinden sonra da; “of ne yedik beee!” şeklindeki keyifli pişmanlık söylemleri adettendir 😀

* Yüksek ateş ve bol yağ, olmazsa olmazıdır.

** Kızartma işini hakkıyla yapacak birilerini bulursanız yaşadınız, kaşla göz arasında dağlar kadar hamuru bitirirsiniz, illa ki birilerini kandırmaya bakın. 😉

05 Kasım 2013
4.959 görüntüleme

yazan Özlem Pehlivan

Patates ve yumurta, genelde bekar ya da öğrenci evlerinin gözdesi, tıpkı makarna gibi. Ucuz, kolay bulunur, çeşidi bol, lezzetli, doyurucu. İşte bu ana malzemelerden ortaya çıkabilecek lezzetlerin en damak çatlatanı da patatesli yumurtadır bana göre. Günün her saatinde, her öğünde bayıla bayıla indirebilirim mideme, yanında bir de taze demlenmiş çay varsa kimseler dokunmasın bana. 😀

Sevmeyenine rastlamak pek mümkün değil gibi ama bilmeyeni vardır, olabilir, paylaşmak gerekir. 😉

 

Malzemeler:

3 patates

4 yumurta

kekik

karabiber

tuz

tereyağ

sıvıyağ

 

Hazırlanışı:

Küçük küpler halinde kesilmiş patatesleri sıvıyağda kızartın. Derin bir kaseye yumurtaları kırın, baharatları ekleyip çırpın. Fazla yağını süzdüğünüz patateslere tereyağ severliğinizle ölçülü olacak şekilde tereyağ ekleyin, yağ eriyene dek 1-2 kez hızlıca patatesleri çevirin.

Çırpılmış yumurtayı eşit dağılacak şekilde kızarmış patateslerin üzerine dökün. Bu aşamadan sonrası omlet yapar gibi; hiç karıştırmadan  önce altını, sonra ters çevirerek üstünü pişirin.

Sonrası nam nam nammmm 😉

* Sevmiyorsanız ya da tercih etmiyorsanız, tereyağ aşamasını atlayabilirsiniz.

** Kişi sayısına göre tüm malzemeler arttırılıp eksiltilebilir, ekstra malzemelerle bambaşka boyutlara atlanabilir.

22 Ekim 2013
3.423 görüntüleme

yazan Özlem Pehlivan

Dışarıda, ayaküstü, hızlı bir kahvaltı yapacaksam ve tek seçeneğim pastaneyse; ilk tercihim kesinlikle bu minik pizzalardır, bayılırım. Dışarıda yediği hemen herşeye “hmmm, acaba? neden olmasın?” şeklinde yaklaşıp, ilk fırsatta evde kolları sıvayan ben, birkaç deneme-yanılma yönteminden sonra illa ki o lezzeti yakalarım. Henüz yakalayamadıklarım da yok değil hani ama bu konudaki azmim, inadım düşünülürse onlar da yakındır 😀

İşte bu minnaklar yakaladıklarımdan biri, hatta o bayıla bayıla yediklerimin çok daha ötesi 😉

 

Malzemeler:

1 yumurta

4 yemek kaşığı tereyağ

1 yemek kaşığı şeker

1 tatlı kaşığı tuz

1 paket kuru maya

4 su bardağı un

 

İç Malzeme:

tamamen tercihinizle orantılı olmak üzere;

beyaz peynir

maydanoz

domates

yeşil biber

dilimlenmiş zeytin

salam, sosis, sucuk, pastırma

kaşar peynir v.s.

 

mpizzza1

 

Hazırlanışı:

Karıştırma kabına unu koyup, ortasını havuz şeklinde açın. Açtığınız boşluğa yumurtanın sarısı hariç, tüm malzemeyi koyun. 1/2 su bardağı ılık su ekleyerek, dışardan içeri doğru yoğurmaya başlayın.

Klasik kulak memesi kıvamına ulaşana dek, azar azar ılık su ilavesiyle hamuru hazırlayın. Kocaman top şekline getirip, 15-20 dakika mayalanması için beklemeye alın.

Ezdiğiniz beyaz peynire ince doğranmış maydanoz ekleyin. Diğer tarafta domateslerin kabukların soyup yarım ay şeklinde kesin. Sivri biberlerin tohum kısımlarını çıkartın, ikiye ayırın, 4-5 santim uzunluğunda parçalara ayırın. Zeytinleriniz hazır dilimlenmiş değilse, çekirdeklerini ayıklayıp yuvarlaklar halinde dilimleyin. Salam, sosis, sucuk, pastırma gibi malzemeler kullanacaksanız, onları da ince ince kesin.

Dinlendirdiğiniz hamurdan yumurta büyüklüğünde kopardığınız parçaları, ortalama bir çay tabağından biraz daha büyük şekilde elinizle açın. Ortasına ilk olarak beyaz peynir-maydanoz karışımını hafif bastırarak koyun, üstünü diğer malzemelerle süsleyin. Buradaki malzemeler belirttiğim gibi; tamamen tercihinize bağlı, ister hepsini, ister sadece 1-2 tanesini kullanabilir ya da yazdıklarımın dışında bambaşka eklentiler yaparak, sınırsız çeşit üretebilirsiniz.

Hazırladığınız pizzaları, yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine aralarında boşluk bırakarak yerleştirin. Malzemenin dış kenarlarında kalan hamur kısıma ayırdığınız yumurta sarısını sürün. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında pişirin.

Ve illa ki; iyi demlenmiş çay eşliğinde tüketin 🙂

24 Haziran 2013
2.490 görüntüleme

yazan Özlem Pehlivan

Bir önceki yazımda, tatil günü dışarıda kahvaltı yapmaktan bahsederken, evdeki kahvaltılarımız da çok özeldir, keyiflidir demiştim ya, o özel sofralarımızın hem lezzetli, hem doyurucu, hem de yapımı kolay olanlarından, biri; omlet… Malzemeleri her hafta farklıdır bizim evde, o sabah uyandığımızda aklımıza hangisi geldiyse, canımız hangisini çektiyse onu yaparız, bilmeyen yoktur ama tarifiyle beraber işte omlet 😉


Malzemeler:

5-6 yumurta

5-6 kokteyl sosis

10-15 mantar

bolca rendelenmiş kaşar

1 yemek kaşığı tereyağ

1/2 çay bardağı süt

tuz, karabiber, kekik

Hazırlanışı:

Sosisleri orta kalınlıkta yuvarlaklar halinde dilimleyip, çok az yağda hafifçe kızartın.

Bir kapta çırptığınız yumurtalara, baharatlar, süt ve 1-2 yemek kaşığı kadar suyu ekleyerek karıştırın.

Mümkünse omlet tavası yoksa yayvan tavada erittiğiniz yağa, eşit yayılacak şekilde yumurtalı karışımı dökün.

Alt tarafı iyice kızarınca düz bir kapak ya da tabak yardımıyla ters çevirin.

İnce şeritler halinde kesilmiş mantar ve sosisleri, omletin yarısını kaplayacak şekilde ekleyin, üzerine kaşar rendesi serpin.

Altta kalan kısım kızardığında, malzemesiz kısmı malzemenin üzerine kapatarak yarım ay şekline getirin ve çok kısa bir süre bekletip ocaktan alın.

Yanında kahvaltılıklar ve illa ki iyi demlenmiş çay eşliğinde afiyet olsun 😉

* Aslında her seferinde göz kararı yapıyorum, malzemeleri tahmini yazdım, arttırılıp, eksiltilebilir.

 

30 Mayıs 2009
9.052 görüntüleme

yazan Özlem Pehlivan

Sabahları uzun uzun kahvaltı yapmak tüm çalışanların en çok eksikliğini hissettiklerini keyiflerden biridir sanırım ya da en azından benim için öyle… Haftada bir gün, sadece Pazar’ları tatil yapabilenler sınıfında bir insan olarak, o tek güne tahmin edilemeyecek anlamlar yüklemişimdir oldum olası. Bir gün öncesinden, Cumartesi gecesinden başlatırım tatilimi, tüm hafta ertesi gün iş var diye sefasını süremediğim gecelerin acısını çıkartırcasına, mümkün olduğunca hiçbir işe elimi sürmez, kendime zaman ayırır, en sevdiklerimle en sevdiğim şeyleri yapmaya çalışır, olabildiğince de uykuyla savaşırım. Çalar saatim çalmadan uyandığım o tek tatil günümün sabahında,  günün yarısı olmadan uyanmış olursam bunu iyi şans olarak görür, doyasıya değerlendirmek için hemen harekete geçerim. Veeee beklenen an; yaşamım boyunca hep özel olmuş ve olacak tek öğün; kahvaltı zamanı gelir 🙂

Evdeysek de mutlaka her hafta farklı birşeyler yapmaya çalışıyorum, soframıza renk olsun diye. Her seferinde farklı omletler, krepler, börekler… Evde ne varsa kahvaltıda yenebilecek, yensin ya da yenmesin soframda olsun isterim, önce gözüm doysun hesabı 🙂

Amaaaa söz konusu dışarıda kahvaltı yapmaksa; dünyanın en farklı, en lüks yerinde beni kahvaltıya götürseniz yaranamazsınız çünkü tek adresim vardır; Çakırlar 😉

Her gidişimde, ağaçların altına kurulmuş çardağa kurulup, bazlamalı, gözlemeli kahvaltım hep ortada dursun, biraz kahvaltı, sonra yat yuvarlan, gazete oku ve tekrar başa kahvaltıya dön, sıradan devam et şeklindeki kısır döngüm hiç bitmesin istiyorum 🙂

kahvalti2

kahvalti1


30 Mayıs 2009
4.150 görüntüleme
Sarı Çerçeve - Hediyelik Çerçeveli Posterler

Arama

Özlem Pehlivan

12 Ocak doğumlu, sevimli bir oğlak burcu kadını...

Okumayı çok seviyor. Günde 50-100 sayfa okumadan rahat edemiyor. Başucunda en az 3-4 kitap var. Okumayı sevdiği kadar yazmayı da seviyor, değer verdiği ve yüzünü güldürebilen herkese sürekli yazıyor...

Facebook Sayfası

Arşiv

tr_TRTurkish