"pide" etiketiyle yazılan yazılar.

yazan Özlem Pehlivan

Efendiiim, Ramazan ayı malum; sürekli yeme içme derdindeyiz hepimiz, davetlere gidiyoruz, davetler veriyoruz diğer aylardan daha sık. Şayet oruçluysanız, kendinizi doyuramayacak gibi oluyorsunuz da hani, herşeyi fazladan fazladan alıyorsunuz ya; işte bu durumdan en çok zarar gören, en çok heba olanlardan birini, caanım pideleri değerlendirme vaktidir şimdi, eee devir tasarruf devri.  😉

 

Malzemeler:

1 Ramazan pidesi

2 iri domates

2 yeşil biber

100 gr.pastırma

150 gr.kaşar peyniri

tereyağ

 

pide-pizza2

 

Hazırlanışı:

Benim gibi bayatlamış pideyi değerlendirecekseniz; pideyi musluğun altında iyice ıslattıktan sonra pişirme kabınıza alın. Domatesleri -kabuğunu soymadan- yarım ay şeklinde doğrayın, pidenin üzerine her yerini kaplayacak şekilde yerleştirin.

Yeşil biberleri verev kesin, domateslerin üzerine yayın. Çemenleri ayıklanmış pastırmaları dilimler halinde biberlerin üzerine dizin. Küp kestiğiniz kaşar peynirini en üste ekledikten sonra, önceden ısıtılmış 180 derece fırında peynir eriyene dek pişirin.

Fırından çıkar çıkmaz doğranmış tereyağ parçalarını serpiştirin ve kesinlikle sıcak servis yapın.

* Benim pidem yuvarlaktı, uzunumsu pidelerde görüntüsü katmerleniyor aklınızda olsun 😉

24 Temmuz 2013
3.485 görüntüleme

yazan Özlem Pehlivan

Kızım bugün 20 günlük, hala minnak bebek yani 🙂 Sezeryanla dünyaya geldi benim kuzum, diğer yöntemlerde heyecan yapabilirim diye cesaret edemedim pimpirikliğimi bildiğimden, genel anestezi ile gerçekleşti doğumumuz. Eh sonrası malum, biraz zorlu bir süreç, ancak toparlayabildiğimden kendimi, bugünü uygun gördük bebek mevlüdümüzü yapmak için.

Benim ve annemin arkadaşlarıyla, 15 kişi civarındaydık. Annemlerde adet, lohusa kadının mevlüt boyunca yatağında olmasıymış ama eve bir sürü insan ben ve kızım için geldiğinden ve bu durum benim yapıma asla uymayacağından, ben kendi usulümü tercih ettim; dolayısıyla hep ayaktaydım, kendim karşılayıp uğurladım herkesi keyifle 🙂

Gelenlere hemen lohusa şerbeti ikram edildi. Herkes toplandıktan sonra dualar okundu, kızım özel mevlüt cicisiyle şöööyle bir dolaştırıldı, duygulanıldı. Dua bitiminde de kıymalı pide, ayran ve baklavadan oluşan menü sunuldu, hoş sohbetler esnasında olmazsa olmazımız; çaylar içildi. Haa tabii bir de, içlerine bonibon doldurduğumuz biberon şeklindeki bebek şekerlerimiz hatıra olarak dağıtıldı 🙂

İşte böyleee, ilk seramonimizi hiç bir aksilik olmadan, keyifle atlattık, darısı sıradakilerin başına 😉

06 Mayıs 2011
3.575 görüntüleme

yazan Özlem Pehlivan

Ramazan geldi, hoşgeldi 🙂 Yine her zamanki gibi bereketiyle, huzuruyla, dinginliğiyle girdi hayatımıza. İlk gün yazacaktım ama fırsat bulamadım yine 🙁 Bu yıl her zamankinden daha zor olacak dendi hep, bugün 4.gün, ben henüz zorlanmadım maaşallah 🙂 Sahura kalkıldığı için uykusuzluk etkiliyor bir tek beni, açlık ya da susuzlukla ilgili sıkıntım olmuyor pek.

Dört gündür annemler var iftarlarımızda, yemek telaşıyla geçiyor işten eve döndüğüm saatler, iyi de oluyor, bir çırpıda geçiyor zaman, hatta yetmiyor. İyi ki geliyorlar her akşam, iftar sofralarımız daha bir bereketleniyor.

Dün tek tatil günümüz diye, bir gece önce sahura kadar oturduk, film izledik sevgilimle. Dün uyandığımızdaysa 13:30 du saat 🙂 O bilgisayarının başına oturmuş, PES oynamaya başlamıştı bile ben daha uyurken, uyanır uyanmaz mutfağa girdim ben de 🙂

Ramazan’ın ilk gününden bu yana menülerim basit ve doyurucuydu, hızlandırılmış turda yazayım şimdilik, ilerleyen günlerde tarifleri de paylaşırım 😉

Knorr bu yıl da çorba konusunda iddialı ve bir o kadar da başarılı; ilk iftarımızda Knorr’un Yüksük Çorbası başlangıcımızdı, son derece lezzetli bir çorba olmuş, kesinlikle denenmeli 😉 Çorba sevmeyen ve Ramazan ayı dışında ağzına çorba sürmeyen biri olarak ben bayılarak yediysem, o çorba tamamdır 🙂

yuksuk

Çorbanın sonrasında peynirli börek, zeytinyağlı taze fasulye, birgün önceden kalma hibeş, patlıcan salatası, iftariyelik olarak kayısı, hurma, ceviz, tulum peyniri, pastırma ve tabii ki pidemiz vardı. Hem hafif olsun diye, hem de tüm gün orucun arkasından yenemediği için ana yemek yapmadık. Yemek sonrasında midemizde kalan boşluğu da şekerpare ve meyveyle doldurduk 🙂

2.gün, benim kolay domates çorbam vardı başlangıçta, arkasından makarna eşliğinde kadınbudu köfte. Zeytinyağlımız birgün önce bitiremediğimiz fasulyeydi yine, hibeşimiz, yeşil salatamız, rus salatamız ve iftariyeliklerimizle yine hafif ama doyurucu bir sofra oldu. Sonrasında lokma tatlısı ve meyveyle tamamlandı yeme faslı 🙂

3.gün yani dün, uyanır uyanmaz mutfağa girdim demiştim ya, ilk önce sevgilimin kaç gündür istediği sakızlı muhallebiyi yapıp dolaba kaldırdım, iftara kadar soğusun diye. Bol kıymalı karnıyarık yaptım ve yine sevgilime jest olarak onun en sevdiği çorbayı,  mercimek pişirdim. Bir de geçen Ramazan’da anacığından öğrendiğim, yöresel bir yemek (meze gibi aslında) olan sevgilimin iftar sofrasında olmazsa olmazı meşhuuur ‘paça’sından yaptım tabii 🙂 İftariyeliklerle donattık masamızı, paçamızı da koyduk, ezan okunup, çorbalarımızdan birer yudum almıştık ki; fırından yeni çıkmış, bol susamlı, sıcacık pideler eşliğinde anne-babamız geldiler. Baş döndüren kokuya karşı koymak o kadar imkansızken, akılsızca davranmak bize yakışmaz deyip, hakkını verdik caanım pidelerin ve sıralarını bekleyen yemeklere sofranın yüzünü bile göstermedik 🙂 O sıcacık pidenin arasına tereyağ, tulum peynir, pastırma, paça seçeneklerinden istediğimizi sıkıştırdık ve gözümüz dönmüş biçimde midemize tıkıştırdık 🙂 Eh biraz abarttık ama nefisti 🙂 Her akşam yaptığımız gibi, mis gibi demlenmiş çaylarımızı içtikten epey sonra da onca pidenin üstüne, karpuz eşliğinde muhallebilerimize yer bulamadık değil hani 🙂

Eeee onca şevkle yemek yerken fotoğraf çekmenin aklımın ucundan bile geçmediği, geçemeyeceği malumunuz üzere ama neyse daha çok iftar soframız olacak nasılsa, onları paylaşırım artık 🙂

Herkese, hepimize hayırlı Ramazanlar olur inşallah 😉

24 Ağustos 2009
3.111 görüntüleme
Sarı Çerçeve - Hediyelik Çerçeveli Posterler

Arama

Özlem Pehlivan

12 Ocak doğumlu, sevimli bir oğlak burcu kadını...

Okumayı çok seviyor. Günde 50-100 sayfa okumadan rahat edemiyor. Başucunda en az 3-4 kitap var. Okumayı sevdiği kadar yazmayı da seviyor, değer verdiği ve yüzünü güldürebilen herkese sürekli yazıyor...

Facebook Sayfası

Arşiv

tr_TRTurkish